20140906

Kafayı Niheidim

Tsutomu Nihei.

Tam da bu bulutlu, iç karartıcı ve uykulu günde ne yapacağımı düşünürken kapı çaldı. Haddinden fazla neşeli bir postacı, merdivenlerin bile tümünü çıkmaya üşenerek bana bir kutuyu resmen fırlattı, iyi günler dileyip vınladı. Tabii burada İngiliz Posta Ofisinin özelleştirilmesi ve çalışanlarına inanılmaz bir derecede yük bindirmeleriyle artık postacıların yürümekten vazgeçip postaları kapıdan kapıya koşarak etrafta dolaşmasından uzunca bir şekilde bahsedebilirim ama bir elimde bir kutu, öteki elimde az kalsın kapının önüne döktüğüm kahve, ayağımla kapıyı kapatarak içeri geçtim ve kutuyu açtım, içindekileri serpiştirdim.


Devamı aşağıda...



Biomega'nın kahramanı
Zoichi, Blame!'in kahramanı
Killy'ye benziyor




Geçenlerde Biomega'yı tekrar okumaya başlamıştım çünkü 6. cildini 2011 Nisanında sipariş etmiş olmama rağmen bir türlü sıra gelmemişti ona, madem 6. cildi okuyacağım dedim, pek iyi hatırlamadığımdan olup bitenleri ilk cildi aldım okumaya başladım.


Biraz okuduktan sonra kendimi Amazon'un web sayfasında buldum, yeni neleri çıkmış diye, ve Knights of Sidonia serisini farkettim, olduğu gibi alışveriş listesine aldım, banka hesabımı teslim ettim ve hızlıca unuttum bu konuyu!

Aradan bir hafta geçmiş olsa gerek, kutunun habersiz gelmesi Amazon'un bedava posta seçeğeneğinin sağladığı süpriz teslimat hizmeti sayesinde, güzel bir olay oldu.

Yapılacaklar listesinde podcast yayınları, bisiklete binmek, motorsiklet bakımları filan gibi önemsiz(!) şeyler varken, galiba akşama kadar bunları okumakla geçirme fikri çok çekici geliyor.

Fazla tarama yapma dedim lan!
Oğuz Aral'ın tanışsalardı 'Fazla tarama yapma oğlum' diye döveceği Tsutomu Nihei, daha önce bahsettiğimiz Blame! dizisine benzeri bir cizgide gidiyor Biomega'da. Blame! ile ilişkileri de var. Uzaydan gelen bir virüs, insanları bilinçsiz dronelara çevirirken kahramanımız sentetik insan Zoichi, dünyayı kontrol etmek isteyen iki organizasyonun arasında kalıyor. Blame!'in yavaş, majestik, mimari temposunun aksine Biomega korkunç bir hızda akıyor. Birkaç sayfanın sadece bir saniyeyi kapsadığı oluyor. Nihei akıcılık ve aksiyonu çok başarılı bir şekilde yansıtıyor.

Blame!'de oturup on dakika bir kareye bakıp incelediğim olurdu, Biomega'da ise heyecanla sayfaları çeviriyorum hızlıca.


Şirin görünmelerine aldanmayın
Bilim kurgu / cyberpunk diyarlarında herhalde en ilginç senaryo ve çizer yazarlarından birisi Tsutomu Nihei. Haliyle Nihei'nin yeni eserini okumayı merakla bekliyorum. Anime dünyasından bağım koptuğu için Knights of Sidonia isimli yeni serisinin bir anime olarak Nisan 2014'te Japonya'da yayınlandığından habersizdim!


Çok daha basit çizimler
Ciltleri elime alıp bir karıştırdığımda Nihei'nin bu dizide daha basit, daha ticari bir çizgi izlediğini farkettim. Adamın gezegenleri geç, güneş sistemlerini kaplayan mimari yapılarını seven birisi olarak bu yeni çizim tarzı hakkında erken bir yorum yapmak istemiyorum. Belki ticari endişeler, belki de birkaç saniyede göz gezdirilip harcanacak çizimler yerine daha uzun bir eseri daha hızlı bir şekilde çıkartmayı tercih etmiş olabilir, eğer senaryosu da başarılı ise, niye olmasın?

Knights of Sedonia'nın 11. cildi yayına bu hafta çıkacak, Amazon da çıkar çıkmaz bana gönderecek. Bunca yıldır birkaç cilt Noise, Blame! ve Biomega çizebilmiş olan bir yazar/çizerin 11 cildi göreceli olarak hızlı bir şekilde çıkartmış olması, en azından Japonya, Amerika ve Avrupa'daki kitleye bir şeyler sunabilmiş olduğunu gösterir. Umarım tek bir sayfasını bile okumadan, sadece Tsutomu Nihei imzası sayesınde aldığım 11 ciltlik bu alışverişten pişmaniye olmam.

Son olarak da bahsedeceğim bir şey daha var. Eğer farkettiyseniz yukarıdaki fotoğrafta Tsutomu Nihei'lerin yanında bir tane Hiroki Endo cildi var. Eden'in 14. sayısı. Geçenlerde Biomega'ya tekrar girişirken Endo'nun kısa hikaye serisi Tapenshu'ya tekrar girişmiştim. Hem Tapenshu, hem de Endo'nun epik cyberpunk-aksiyon serisi Eden, netten okunabilir. Tek diyeceğim kitapta baskının görüntü kalitesi son derece daha sağlam ancak Eden'i ve Tapenshu'yı mangasever olarak kaçırmayın.

No comments: